4 Mayıs 2011 Çarşamba

First Love (A Little Thing Called Love)

Tesadüfen rastladığım ve çok zevk alarak izlediğim, üstelik hayran kalarak bitirdiğim bir filmdir. Hikayenin teması insanlık tarihinin en bilindik serüveni; aşk. Karakterler aşkın en saf halinin yaşandığı çağdalar, tabi bu da yaşadıkları aşkı daha bir masumlaştırıp, saygı duyulası hale getiriyor. 
Belki ikinci Thai filmidir izlediğim, pek izlemem. Aslında izlemeye vaktim olmuyor ya da Kore - Japon filmlerinden ona sıra gelmiyor demek daha doğru. Ama bu filmden sonra daha dikkate alınır olduklarını unutmayacağım. 
Oyunculuklar, hikaye ve karakterler tamamen oturmuş, hatta daha iyisi olabilemezmiş diye düşünüyorum. Entrika, hırs, öfke, şiddet, macera, tutku vs. hiçbiri bu filmde yok! Sakin, huzur içinde izlenebilecek ve aynı zamanda çok zevk alınabilecek bir gençlik filmi.  
Asıl hatunumuz yani Fern Pimchanok Leuwisedpaiboon (ve bu isim nasıl telaffuz edilir kısmında tıkanmış durumdayım (O_o), evet asıl hatunumuz tam bir çirkinlik abidesi olarak başlıyor filme. Hani ortaokul çağında çocukların gelişimi en üst düzeydedir ve bir o kadar da çirkindirler (bknz çeşitli Asian Guy), üstelik büyüyünce neye benzeyeceklerine dair en ufak bir öngörüye sahip olamazsın, işte tam o döneminde. 
Ne hazindir ki aşık olduğu dönem de tam o döneme denk gelir ve hikaye böyle başlar. Çocukça ve masumca yapılan "aşık olduğun adama yakınlaşma çabaları", zavallıca ve çaresizce düşünülen "aşık olduğun adama kendini gösterme oyunları", umutsuzca ve aynı zamanda ümitle tasarlanan "aşık olduğun adamın dikkatini çekme çabaları"...
Sonunda başarıyor mu? Hem evet hem hayır. Hangi okulun en popüler çocuğu oldukça çirkin hatta ezik bir kıza aşık olur? Ve hangi erkek çaresizce kendini seven genç bir kızı görmezden gelebilir? Ancak izlerseniz ne demek istediğimi anlarsınız.
Sonuç olarak kesinlikle tavsiye ediyorum, bu filmi izleyip ruhunuzu dinlendirin.

Hiç yorum yok: